6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde Bolu Emek ve Demokrasi Güçleri “6 Şubat’ı Unutmayacağız, Affetmeyeceğiz” diyerek önce deprem anıtına karanfil bıraktı, ardından yürüyüş gerçekleşti.
Bolu'da 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve en büyük felaket olarak kayıtlara geçen 7.7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin 1. yıl dönümünde, Bolu Emek ve Demokrasi Güçleri üyeleri anma programı düzenledi, ilk olarak Deprem anıtına karanfil bıraktı.
Deprem anıtının ardından İzzet Baysal Caddesi İzzet Baysal Anıtı önünde bir araya gelen üyeler ellerinde taşıdıkları pankart ve dövizlerle sloganlar eşliğinde kardelen meydanına kadar yürüdüler. Burada depremlerde ölenler adına bir dakikalık saygı duruşunda bulunarak akabinde basın açıklaması yaptılar.
Bolu Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı yapan Eğitim-Sen Bolu Şube Başkanı Dilek Çakman, aradan geçen bir yılda can ve öfkenin bitmediğine işaret ederek; “Takvimler bugün 6 Şubat’ı, bir yıl önce hepimizi yasa boğan bir acıyı gösteriyor. Şaibeli resmi rakamlara göre 53 binin, gerçekçi rakamlara göre ise 100 binin üzerinde canımız 6 Şubat depremi ile aramızdan koparıldı. Başta yıkımın yaşandığı 11 kentimizde yaşayanları olmak üzere kimimiz eşini, annesini, babasını, kimimiz çocuklarını, yakınlarını, dostlarını kaybetti. Aradan bir yıl geçse de ne yasımız bitti ne acımız ne de öfkemiz dindi.” şeklinde konuştu.
“HEPİMİZ DERİN BİR ACIYLA SARSILDIK, YIKILDIK”
Çakman, geçmiş yıllarda yaşanan büyük depremleri anımsatarak; Ne yazık ki yaşadığımız bu coğrafyanın tarihi her zaman acıların, yıkımların, felaketlerin tarihi oldu. Bu topraklarda yaşayan insanlar olarak çok acı gördük. Yeri geldi, felaketin adı Erzurum Horasan oldu. Yeri geldi Erzincan oldu. Yeri geldi, yıkımın adı Muş Varto oldu, Bingöl oldu. Yeri geldi acının adı Elâzığ, Lice, Gediz oldu. Yeri geldi gözyaşlarımız Dinar, İzmir, Kocaeli, Adapazarı, İstanbul, Ağrı, Denizli için aktı.
Acının merkez üssü; 1999’da Gölcük ve Düzce, 2003’te Bingöl, 2011’de Van, 2020’de İzmir Seferihisar oldu. Bundan bir yıl önce, 6 Şubat 2023 ise hepimizin yüreğine kordan bir ateş düştü. Sadece Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Elâzığ ve Diyarbakır değil, hepimiz derin bir acıyla sarsıldık, yıkıldık.” dedi.
“ÜLKEYİ YÖNETENLER NE YAPTI”
Yaşanan depremler, yıkımlar ve felaketlerde ülkeyi yönetenlerin hiç bir şey yapmadığına işaret eden Çakman; “Bu ülkede onlarca deprem, yıkım, felaket yaşadık. Ama hepimiz biliyoruz ki bunlar yaşanmadan yıllar önce bilim insanları, meslek odaları defalarca kez uyarıda bulundu, raporlar hazırladı. Bunlara rağmen ülkeyi yönetenler ne yaptı? Her seferinde “duymadım, görmedim, bilmiyorum” diyerek üç maymunu oynadılar. Dolayısıyla sadece 6 Şubat depreminin değil, yaşadığımız her felaketin ağır sonuçlarına adeta davetiye çıkardılar. 1999 Marmara depreminin ardından dönemin Cumhurbaşkanı Demirel “Altımız çürüktür, ama yine de bu altın üstünde yaşamaya mecburuz. Bu depremden çok şey öğrendik.” demişti. 24 yıl sonra gerçekleşen 6 Şubat depremi ise üstümüzün yani mevcut devlet organizasyonunun altımızdan çok daha çürük olduğunu gösterdi. Oysa bir yıl önce yaşadığımız yıkımın sebebi ne tek başına depremdir. Ne de binalardır. Bu büyük yıkımın tek sorumluluğu sadece kâr hırsıyla başı dönen, yaşadığı her karışı ranta çevirmeye çalışan müteahhitlere de yıkılamaz. Çünkü asıl sorumlu bu hırsı besleyen, büyütenlerdir. Denetim yapmaktan, etkili yaptırımlar uygulamaktan, süreçleri kurallara uygun yürütmekten aciz bir hukuk sistemi inşa eden ve bu sistemi her gün yeniden yeniden üreten, hukuksuzluktan beslenen köhne düzenin sahipleridir Kısacası 6 Şubat depremi ile yaşadığımız yıkımın asıl sorumlusu insanı ve emeği değersizleştirmeyi bir varoluş şekline dönüştüren, bunu da tüm topluma dayatmaya devam edenlerdir.” İfadelerine yer verdi.
“BU ACILARI BİZLERE REVA GÖRENLERİ UNUTMAYACAĞIZ”
Dilek Çakman, “Aradan bir değil, yüz yıl da geçse yaşadığımız acıları, bu acıları bizlere reva görenleri unutmayacağız” ifadeleri ile “Bir kez daha altını çiziyoruz. Depremin ilk iki günü boyunca ortalıkta görünmeyenleri de kendi sorumluluklarının üzerini örtmek için başlattıkları algı operasyonunu da unutmadık. Yakınlarımızdan haber almak için çırpınırken devreye konulan bant daraltmalarını, internet kesintilerini unutmadık. Depremin yaşandığı illerde daha 24 saat geçmeden OHAL ilan edenleri, Yüzlerce gönüllümüzle deprem bölgesine gitmeye çalışırken önümüze konulan engelleri, yardımların depremzedelere ulaştırılmasına engel olanları unutmadık. Kızılay’ın çadır satmasından, yardımları zimmetine geçiren yetkililere kadar uzanan rezaletler zincirini unutmadık. Aradan bir değil, yüz yıl da geçse yaşadığımız acıları, bu acıları bizlere reva görenleri unutmayacağız.” Diye konuştu.
“NEREYE GİTTİ BİZLERDEN TOPLADIĞINIZ VERGİLER?”
Açıklamasının devamında iktidara seslenen Çakman, “Ve buradan bir kez daha iktidara sesleniyoruz. Depremden sonra Milli Dayanışma Paketi çıkardınız. Halktan alınan KDV, ÖTV. Motorlu Taşıtlar Vergisi gibi vergiler fahiş oranda artırdınız. Yetmedi. 2023 Temmuz’unda 762 milyar lirası depremle ilgili harcamalara ayrılmak üzere 1 Trilyon 120 Milyarlık Ek bütçe yaptınız. Bu da yetmedi... 2024 bütçesinde yine halktan, çalışanlardan alınan vergiler bir yıl öncesine göre ikiye katladınız. Ama aradan geçen bir yıla rağmen deprem bölgesinde hala tek bir çivinin çakılmadığı, molozların dahi kaldırılmadığı yerler var. İşsizlik, kayıt dışı çalışma, sömürü diz boyu. Milyonlarca insan adeta konteyner kente, çadır kente dönüşmüş şehirlerde kaderin terk edilmiş durumda. Barınma, sağlıklı beslenme ve eğitim sorunları başta olmak üzere, en temel ihtiyaçların karşılanmasında yaşanan sorunlar sürüyor.” dedi.
“SORUYORUZ: NEREYE GİTTİ BİZLERDEN TOPLADIĞINIZ VERGİLER?”
6 Şubat depremlerinden etkilenen milyonlarca insanın beklentilerinin acilen karşılanması gerektiğinin altını çizen Çakman; “Milyonlarca insan sizden resmî törenler düzenleyip, nutuklar atmanızı değil, başını sokacak bir çatı istiyor. Milyonlar sizden yaşadığı acıları istismar etmenizi, yerel seçim yatırımı olarak kullanılmasını değil, temiz su, sağlıklı beslenme, nitelikli bir eğitim istiyor. Yoksulluk ve çaresizlik kıskacındaki milyonlar sizden “zorunlu kamulaştırma” adı altında topraklarına çökmenizi, yüzlerce yıllık zeytinlikler yerine binalar dikmenizi değil, en azından depremden etkilenen evlerinin yapı denetim masraflarını karşılamanızı istiyor. Milyonlar, sizden 6 Şubat depremini “asrın felaketi” olarak yutturmaya, “kader” olarak göstermeye çalışmaktan artık vazgeçmenizi, olası depremlere karşı bir an önce önlem almanızı bekliyor. Kısacası aradan geçen bir yıla rağmen, milyonlar sizden anayasasında sosyal hukuk devleti yazan bir ülkenin yurttaşları olarak en temel haklarını istiyor. Son söz olarak buradan depremzedeler başta olmak üzere tüm halkımıza sesleniyoruz. Depremzede kardeşlerimizle 6 Şubat depreminin ilk gününden itibaren başlattığımız dayanışmamızı büyütmeye, acılarımızı paylaşmaya, yaralarımızı hep birlikte sarmaya devam edeceğiz. Emek ve Demokrasi Güçleri olarak 6 Şubat depremi başta olmak üzere bugüne kadar yaşadığımız depremlerde hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımızı özlemle anıyor, yakınlarını kaybedenlere bir kez daha başsağlığı diliyoruz.” İfadeleri ile sözlerini noktaladı.