Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesinde görevli Uzman Psikolog Dr. Evgin Miçooğulları, çocukların teknoloji kullanımının engellenemeyeceğini belirterek, “Teknolojiyi yasaklama taraftarı değiliz. Biz kısıtlama, doğru kullanım yapılması, doğru kullanım için teşviki tarafındayız. O yüzden bazı boşluklarda velinin devreye girip, açık alana, dışarıya, doğaya yönlendirme yapması yardımcı olacaktır” dedi.

Eğitim – öğretim döneminin sona ermesiyle beraber öğrencilerin evde vakit geçirdiği süre arttı. Çocukların evde vakit geçirdikleri süre içerisinde bilgisayar, tablet ve telefon kullanımı da artıyor. Teknolojik cihazların, çocuklar tarafından fazla kullanılması hem fiziki hem de ruhsal sorunlara neden olabiliyor. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesinde görevli Uzman Psikolog Dr. Evgin Miçooğulları, çocuklardaki teknolojik cihaz kullanımının nasıl azaltılacağını anlattı.

“AİLENİN MUHAKKAK ALTERNATİFLER ÜRETMESİ GEREKİR”

Uzman Psikolog Miçooğulları, teknoloji kullanımının engellenemeyeceğini, sadece yönlendirilebileceğinin altını çizerek, “Çocuklarda, teknoloji kullanımı, ekran kullanımı her geçen gün artırıyor. Çeşit olarak hem süre olarak. Bunun önüne geçmek elbette ebediyen için oldukça zor. Ancak biz teknolojiyi yasaklama taraftarı değiliz. Biz kısıtlama, doğru kullanım yapılması, doğru kullanım için teşviki tarafındayız. O yüzden sınırlandırma yapılması, gün içerisinde belirli süre kısıtlamasına gidilmesi en verimli yöntem olacaktır. Tabi bunu yaparken ailenin muhakkak alternatifler üretmesi gerekir çocuklar için” dedi.

“ÇOK ÇABUK SIKILABİLİYORLAR”

Her çocuğun teknoloji bağımlığına bir aday olduğunu işaret eden Miçooğulları, “Çünkü şu anda en büyük çağımızın hastalığı dediğimiz bağımlılık, neredeyse herkesin kapısında diyebiliriz. Bunun içeri almamak için bizim yapacağız en güzel şey çocuklarımızı boşlukta bırakmamak. Boşluktan kastım şu, çocukları eğer herhangi bir aktiviteye yönlendirmezsek, çocukları başıboş bırakırsak, herhangi bir yönlendirme yapmazsak, evet çocuk bazen yalnız kalabilmeli, bazı şeyleri kendi yönetebilmeli, kendi yürütebilmeli ama her zaman bunu yapamayacaktır. Çok çabuk sıkılabiliyorlar, çok çabuk bırakabiliyorlar” ifadelerini kullandı.

“AÇIK ALANA, DIŞARIYA, DOĞAYA YÖNLENDİRME YARDIMCI OLACAKTIR”

Miçooğulları, çocukların yönlendirilmesi için velilerin devreye girmesini isteyerek, “O yüzden bazı boşluklarda velinin devreye girip, açık alana, dışarıya, doğaya yönlendirme yapması ya da alternatif olabilecek farklı aktivitelere yönlendirmesi, teknoloji kullanımı konusunda da konulan sınırın daha iyi uygulanabilmesini ve bağımlılık önünde o sınırı disipline hale getirmesi konusunda yardımcı olacaktır” diye konuştu.

“İKİ KUŞAĞIN GEÇİŞİ ÇOK KOLAY OLMUYOR”

Veli ve çocuk arasındaki kuşak farkına da çeken Miçooğulları, “Veli ve çocuğun, çocukluk dönemleri kıyaslandığında, jenerasyon farkı deniliyor ve kuşak çatışması olarak karşımıza çıkıyor bu durum. Bunun değerlendirirken elbette velinin dinamik olması lazım. Yani kendi dönemindeki çocukluk süreci ile şu andaki çocukluk süreci aynı değil. Bizler daha çok geleneksel ve moderni yakalamış çocukluk döneminden geçtik, velilileri bu noktada böyle isimlendirebiliriz ama yeni nesil çocuklar neredeyse hepsi post-modern. O yüzden iki kuşağın geçişi çok kolay olmuyor” şeklinde konuştu.

“BUGÜNKÜ ÇOCUKLARA BAZEN HİTAP EDEMEYEBİLİYOR”

Kuşak farkının aşılması noktasında, veli ve çocuğun ortam zeminde buluşması gerektiğini aktaran Miçooğulları, şu açıklamayı yaptı:

“Aile etkinlikler, akraba ziyaretleri ya da eskiden gelen alışkanlıklarda ailelerin ritiülleri, bugünkü çocuklara bazen hitap edemeyebiliyor. Çocuklarla belki bu süreçler ortak zeminlerde müzakere edilebilir. İki tarafı da kuşağı da bir araya getirebilecek bir noktada buluşturabilecek bir zemin geçişleri olabilir.”

Kaynak: haber merkezi