Akne oluşumunda genetik, beslenme, çevresel faktörler ve hormonların rolü olduğunu paylaşan Dermatoloji Uzm. Dr. Serap Kayhan, akne tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu.
Kayhan, akne tedavisinin geciktirilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
“Akne ter ve yağ bezlerinin tıkanması sonucunda oluşan bir tür kronik inflamatuar bir hastalıktır. Yani tekrarlayabilen bir hastalıktır. Temel nedeni cilt üzerinde yağ bezi salgısının artması, gözeneklerinin tıkanması ve birçok bakterilerin eklenmesi sonucunda gelişiyor. Akne ergenlikte olabildiği gibi erişkin yaşta da olabiliyor. Bunun için aknelerin tedavi edilmesi çok çok önemlidir. Eğer tedavi edilmezse izler kalabiliyor. İzlerin tedavisi aknelerin(sivilcelerin) tedavisinden daha uzun sürüyor.”
“başarı oranı yüksek”
Kayhan, tedavi sürecinin birkaç ay sürebileceğinin altını çizdi.
“Akne skar tedavisinde şuan bilimsel yayınlarda hep kombinasyon tedavi öneriliyor ve subsizyon dediğimiz ucu künt bir iğne ile o bölgedeki deri altındaki yapışıklıkları açabiliyoruz. Altın iğne, prp, mezoterapi, somon DNA gibi uygulamalar veya bazı skarlarda da dolgu uygulaması yapıyoruz. Ortalama 3 ile 5 seans diyebiliriz. Genellikle de tedavi aralıkları da ayda 1 olarak değişmektedir. Özellikle erken dönemde oluşan akne skarlarında başarı oranımız daha yüksek. Akne skarları eğer sivilce çıkmazsa, sivilce ile oynamazsa tekrarlama gibi bir şey söz konusu değil. Ama akne sivilce tekrarlayan bir durumdur. Bunun için kişinin günlük cilt bakımına dikkat etmesi, sivilce geçse bile idame tedavisi uyguluyoruz bu da genellikle retinoidler ile oluyor. İdame tedavisine dikkat etmesi çok çok önemlidir. Cilt bakımında nelere dikkat etmeliyiz? En önemlisi cilt temizliğidir. Nemlendirici krem ve güneş kremi kullanmak gerekir”
